21 Ağustos 2014 Perşembe

Online Çiçek Siparişi

İnternet üzerinden çiçek göndermek veya çiçek siparişi vermek artık eskisi kadar korkutucu ve güvensiz değil. Günümüzde internetin gelişmesi ile birlikte birçok çiçekçi işini internete taşıyarak hizmeti sizin ayağınıza kadar getirdi.

Hem bankaların internet dolandırıcılığı konusunda aldığı tedbirler, hem de çiçek sektöründeki çalışanların özverileri çiçek alışverişlerimizi artık internete yönlendirmeye başladı.

Bugün yerimizden kalmadan, sadece birkaç tıklama ile dünyanın her yerindeki sevdiklerimize aynı gün çiçek gönderebiliyor ve onları mutlu edebiliyoruz.

Sizlere bugün Mutlu Çiçek 'ten bahsedeceğiz.

Mutlu Çiçek çiçekçilik konusundaki yılların tecrübesini sektöre yansıtmak isteyen Ece Çiçekçilik tarafından kuruldu. Sloganı "Gittiği yere mutluluk götüren çiçek." olan web sitesi gerçekten de gittiği yere hem çiçek, hem de mutluluk götürüyor.

Şimdilik sadece Ankara içerisine hizmet veren firma canlı çiçek konusunda sizlere büyük kolaylıklar sağlıyor. Ödemelerinizi taksit yapmanız, ileri tarihli siparişler vermeniz vs. hepsi sizin elinizde.

Siz de ankara çiçek siparişi için Mutlu Çiçek 'i tercih edin ve rahat edin.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Yeşilin ve Doğanın Önemi


Yeşil doğa ile bütünleşmiş bir renktir. Birbirini çağrıştıran yeşil ve doğa, insan için tartışılamayacak derecede öneme sahiptir. İnsanın temel gereksinimleri olan solunum ve tüketim yeşilden yani doğadan sağlanır. Daha bunların yanında sayılamayacak kadar faydası olan doğayı, insanlar korumak yerine büyük zararlar verebiliyor. Kesilen ağaçlar, ihmalkarlıkla gelen orman yangınları ve sorumsuz fabrikalar insanların doğaya verdiği temel zararlardır. Özellikle de yeni yaşam alanları oluşturmak veya yaşam alanlarını genişletmek amaçlı kesilen ağaçlar, sadece bugünün insanlarını değil yarının toplum fertlerini de derinden etkilemektedir. Kesin bir ağaç değil, gelecek nesillerden bir parçadır.

Gün geçtikçe insanlar doğadan, yeşil alandan yani kırsaldan şehre akın akın taşınmaktadır. Doğallığı yok eden sanayi faaliyetleri bunun temelidir. Şehre olan göç akımları insanların yaş ortalamasını da düşürmektedir. Bilimsel olarak da açıklanabilen yaş ortalamalarındaki temel sebep şehir merkezlerine olan göçlerdir. Göç eden insanlar gerisinde sadece evlerini tarlalarını değil, doğayı ve doğallığı terk etmiştir. Temiz havayı, doğal besinleri gerisinde bırakarak şehre hapsolan insanların, yaşamları kısaldığı gibi sağlık açısından da ciddi zararlar görmektedir. Şehir merkezlerinin oksijenden yoksun havası, solunum yolu hastalıklarının temelidir. Oysaki doğada bu hastalıklar ortaya çıkmamakta, çıktığı gibi temiz havayla yok olup gitmektedir.

Günümüzün en büyük problemlerinden birisi de küresel ısınmadır. Sanayi faaliyetlerinin artması ve buna paralel olarak orman alanlarının tahribi küresel ısınmanın temel sebepleridir. Küresel ısınma özellikle de sanayi inkılabından sonra kendini iyiden iyiye hissettirmiştir. Küresel ısınmanın dünyanın sonunu, insan ölümlerini getireceği konusunda kaygılar vardır. Küresel ısınmaya karşı en büyük silahlarda doğa ve yeşildir. Yeşilin gücü küresel ısınmaya karşı gelebilecek tek mutlak güçtür. Küresel ısınmanın daha farklı boyutlara ulaşmasını engellemek yeşillendirme çalışmalarıyla mümkündür. Doğa, dünyayı insan için yaşanabilir hale getiren dengeyi sağlar. Onu korumak ve daha da ilerletmek insanların bir vazifesidir aslında. Bir ağaçtan bir çiçeğe kadar doğayı korumak gerekir.

26 Temmuz 2013 Cuma

En Güzel Saksı Çiçekleri


Merhabalar, sizlere bu yazımızda saksı çiçekleri hakkında bilgi vermek istedik. Peki, nedir bu saksı çiçekleri. Ne işe yarar?

Bildiğiniz gibi bu tür işler biraz merak ve hobiyle alakalıdır. Evlerinizde boş vakitlerinizi böyle etkinlikler veya hobiler gerçekleştirerek zaman geçirebiliriz. Hem böylece evimizi bu tür bir hobi ile daha canlı daha şık bir hale getirebiliriz. Yalnız bu tür bir hobinin küçük bir tehlikesi vardır. Eğer böyle bir hobi ile uğraşıyorsanız lütfen uyuduğunuz odada bu tür bir uygulamayı  kesinlikle gerçekleştirmeyin. Çünkü bildiğiniz üzere bitkiler geceleri karbondioksit ve böyle bir durumda yattığınız yerde zehirlenebiliriz. Bu yüzden yattığımız odada bitki tutmamaya özen gösterelim.



Saksı çiçeği türleri

Afrika menekşesi çiçeği

Bu bitki eğer uygun şartlar ve ortam sağlanırsa 12 ay boyunca çiçek açabilirler. Afrika menekşesi çok ışıktan hoşlanmaz gölgeli ve hafif ışıklı ortamları severler. Ayrıca nemli ortamı çok severler. Eğer Afrika menekşesi gibi bir bitkiniz var ise gübrelemenizi öneririz çünkü 12 ay boyunca çiçek açtığı için besine ihtiyaç duyarlar.

Not: Afrika menekşesi çok hassas bir bitkidir çok dokunmamaya özen gösteriniz.

Aslanağzı çiçeği

Bu tür bir bitkiyi bahçenizde veya balkonlarınızda tercih edebilirsiniz. Rengârenk açarak bulunduğunuz ortama ayrı bir hava katar. Bu bitki güneşli yerleri kumlu ve kireçli toprakları severler. Tohum ile çoğalırlar.

Açelya Çiçeği

Değişik renklere sahip süslü mü süslü bir bitkidir. Bu bitki sıcak ve soğuk havayı sevmemektedir. 25c bu bitki için ideal bir koşuldur. Işığı çok sevmez, ayrıca bu tür bitkiniz varsa rüzgârlı ortamda bulundurmamayı özen gösterin rüzgârlı ortamları hiç sevmezler.

Kadife Çiçeği

Kadife çiçeği uzun ömürlü ve yaz bitkisidir. Bakımları çok kolaydır. Eğer uygun şartlar sağlanırsa yaz başından sonbahara kadar çiçek bulundurabilirler. Her ne kadar bahçe gibi yerlere dikilse de aslında saksı bitkisidir.


25 Temmuz 2013 Perşembe

Kaktüs Çiçeği ve Faydaları



Bu bitkinin ismi Yunancada “dikenli bitki “ anlamına gelen “kaktos” kelimesinden gelmektedir. Cactaceae ailesinin bir türü olan bu çiçek türünün anavatanı Amerika kıtasıdır. Bu bitkinin yaprakları neredeyse hiç yoktur, onun yerine gövdesinde bir iğne şeklinde dikenleri vardır. Gövdesi ise basit silindir şeklinde, yeşil renkli ve hafif yumuşaktır.

Bu çiçek türünün
Peireskioideae ( ince uzun yapraklı kaktüsler )
Opuntioideae ( yassı kaktüsler )
Ceroideae ( top şeklinde kaktüsler )

olmak üzere 3 alt türü vardır.

Bu çiçekler sıcak, kuru ve ışıklı ortamı çok severler. Tohumla ve aşı yöntemiyle çoğalabilirler. Tohumlar üreyebilmesi için yaklaşık 1 sene beklemesi lazım. Bu bitkinin ilginç bir tarafı ise çöl yaşamına ayak uydurmak için kendini adapte etmiştir. Peki, nasıl adapte olmuş? Hemen anlatalım:

Bu bitki suyu gövdesinde toplayarak susuz kaldığı zaman buradan kullanır. Çölde hayatta kalmasının en önemli sebebi de budur. Ama kaktüsler bildiğiniz gibi çölde yaşamazlar, sadece çölde en çok dayanabilen bitkilerdir. Yani kaktüsün de yaşaması için az çok her canlı gibi suya ihtiyacı vardır.

Kaktüs çiçeği bildiğiniz gibi evlerde de süs veya hobi amaçlı bakılabilir. Peki, evimizde kaktüs bitkisini nasıl bakabiliriz ve nelere dikkat etmeliyiz?

Bu bitkiyi yetiştirmesi sandığınız kadar zor değildir. Zaman zaman sulamanız yeterlidir ancak uzun süre sulamazsanız kaktüs bitkiniz uykuya geçecektir bu da bitkinizin gelişmesini durdurması demektir. Eğer bitkinizin uykuya geçmesini istemiyorsanız zaman zaman sulamanız gerekmektedir. Eğer evinizde bu tür bir çiçek besleyecekseniz Stenocactusmulticostatus olan türünü size önerebiliriz. Bir de kaktüslerin meyveli türleri de vardır. Kaktüsün meyvesi kırmızı renkli ve etrafında ince dikenler barındırır. Tadı ise yumuşak ve hafif mayhoş tatlı bir tadı vardır. Halk arasında da dikenli incir olarak bilinmektedir ve kabızlık, sindirim sistemi gibi hastalıklarda da yararı olduğu bilinmektedir.

Günümüzde kaktüs çiçeğinin teknolojik cihazların yaydığı radyasyonu emici bir özelliğinin olduğu söylenmektedir. Tabii bu bilimsel bir gerçek mi, yoksa halk arasında bir söylenti mi biz de net olarak bilmiyoruz. Ancak sürekli bilgisayar başında oturuyorsak, monitörümüzün yanına çiçekçi den alacağımız ufak bir kaktüs koymanın faydası olacaktır. Faydası olmasa bile zararı olmayacaktır.

23 Temmuz 2013 Salı

Lale Çiçeğinin Anlamı

Bugün sizlere Türk edebiyatında birçok şiire ve yazıya konu olmuş Lale çiçeği hakkında bilgi vermek istiyorum. Aslında Lalenin anlamı ile ilgili bir yazı diye başladım bu yazıya ama bakalım yazı bizi nereye götürecek. 

Osmanlı Devleti'nde koskoca bir döneme adını veren -Lale Devri- bu çiçek bugünlerde sadece bir televizyon kanalının dizisinin adı -Lale Devri- olarak yaşıyor. Oysa Lale, Lale yetiştiriciliği bizim çiçekçilik tarihimizde önemli bir yerde. 

Lale insana müthiş derecede rahatlık veren bir çiçektir. Lale zarif ve asil bir çiçektir. Öyle her yerde yetişmez. Çok kısa bir süreliğine senede bir kez açar. Aşkı temsil eder. Bir kadehtir lale, anlamı sonsuzluktur… Lale’nin çiçekleri parlak olur ve hayat, aşk ve ölümsüzlük sembolü olarak bilinir. Lale mağrurdur. Mukayese kabul etmez. Lale gururlu çiçek olarak adlandırılır. Duruşuyla renkleriyle gerçekten harika bir çiçektir. İnsanın ruhuna hitap eder laleler. Lalenin yaklaşık bir buçuk aylık ömrü vardır.

Lalenin yaprakları ten gibidir. (genellikle sevgilinin teni) öpülür okşanır. Lale bazen sevgili yanınızda yokken bakıp sevgili yerine koyduğunuzdur. Lale bir şarap kadehidir. Hüzne, efkara, derde ve neşeye; her şeye iyi gelir.
Eskiden kokarmış ama artık öküz gibi laleler kokmuyorlar bile.!




Kırmızı Lale: Aşkımı itiraf etmek istiyorum.
Alacalı Lale: Gözlerin çok güzel.
Sarı Lale: Umutsuz aşkı ifade eder. 
Pembe Lale: Anlayışı ifade eder.
Mor Lale: Sana ilk görüşte aşık oldum.! 
Beyaz Lale: Saflık ve temizliği ifade eder.

Cansu Dmrshn 

Çiçeklerin Anlamı

Bugün google'a çiçeklerin anlamları anahtar kelimesini yazın ve birbirinin kopyası olan onlarca yazı göreceğinizin garantisini veririm. Hem de tüm maddi varlığım üzerine.

Bu kopya yazılar hayatınız boyunca göreceğiniz en ruhsuz yazılardan bir tanesidir. Zira her nesne kişinin kendi yaşantısı, anlam dünyası sonucu şekillenir.

Bugün aşkın ve sevginin sembolü olan çiçek malumunuz güldür. Ancak bu sevgilinize papatya götürmeyeceğiniz, annenize gül götürmeyeceğiniz anlamına gelmez, gelmemeli.

Çiçeklerin anlamları, kime hangi çiçek gider konusundaki fikirler toplumun genel bir kanısıdır. Yani nedir, hastaya kır çiçeği gider, sevgiliye gülün bütün renkleri gider -tabii beyaz gül ayrılık, kırmızı aşk falan onlara hiç girmiyorum bile- terfi edene saksıda çiçek gider gibi. Yanlış mıdır? Tabii ki hayır. Kullanım alanına da bakmak gerekir. Terfi eden birisine saksıda çiçek gönderin ki işyerinde, masasında kullansın. Değil mi?

Evet, genel olarak hangi çiçeğin hangi anlama geldiği ile ilgili şöyle bir kanı vardır:

Çiçeklerin Anlamı


Ağlayan gelin çiçeği: İsyan demekmiş. Hayata ve beraberinde getirdiği sıkıntılara isyan anlamı varmış. Uzak durmak gerek. :)

Yasemin: Aldığımız kişiye güzelsin ve çekicisin demekmiş.

Yenibahar: Acını paylaşıyorum. Sanırım yenibahar adıyla da alakalı olabilir.

Kırmzıı Gül: Malumunuz, renginin de ihtişamıyla, aşkı ve tutkuyu temsil ediyor. Sırılsıklam aşığım demek.

Beyaz gül: Kimilerine göre ayrılığı temsil etse de kesinlikle beyaz masumiyetin simgesidir. Beyaza baktığınız zaman temizliği, saflığı görürsünüz. Beyaz gül çiçeği de masumiyeti simgeler.

Sarı gül: Sarı rengi tabiaatta genel olarak hüznü simgeler. Mesela sonbaharın rengi sarıdır. Yaprakların sararması, otların sararması. Tabiat kendi içine çekilecektir. Bu da insanda hüzün doğurur.

Karanfil içtenliği temsil eder.

Beşir Ayvazoğlu'nun "Çiçek Adları ve Renk Adlarına Dair" İsimli Yazısı


Çiçeklerin anlamı ve renklerin anlamı ile ilgili bu eşsiz yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Zira bu güzel yazarın bu güzel yazısı çiçeklerle ilgilenenler tarafından mutlaka ama mutlaka okunmalıdır. 
Şu söz yanılmıyorsam Sait Faik‘e aittir.  “Çiçek ve balık adlarını bilmeyen hikâye yazamaz.”  Bu çok doğru sözdeki “çiçek” kavramı “bitki” olarak genişletilip renk adları da ilâve edilirse, bence daha kavrayıcı bir prensip elde edilmiş olur.
Kırsal bölgelerden şehirlere doğru gittikçe hızlanan göç ve buna paralel olarak yaşanan şehirleşme, toprakla aramızdaki ilişkileri iyiden iyiye bozdu. Çocuklar bir tutam yeşilliğe ve “bir avuç gökyüzü”ne hasret, daracık apartman dairelerinde şuuruna varamadıkları bir kâbus yaşıyorlar. Ne bitkileri tanıyorlar, ne böcekleri, ne kuşları, ne de birkaçı dışında-diğer hayvanları. Bırakın kırlarda yetişen binlerce bitki çeşidinin adlarını, bir anket yapılsa , bir çırpıda beş-on çiçek adı sayan kaç kişi çıkar merak ediyorum. Elbette bu olumsuz gelişmede Türkçedeki daralmanın ve fakirleşmenin payı da büyüktür. Hadi itiraf edelim; artık çocuklarımız ana dillerini de öğrenemiyorlar. Konuştukları,Türkçenin karikatüründen başka bir şey değil.
Bana öyle geliyor ki, bitki, böcek, kuş ve renk adları, dillerin gizli hazineleridir; onlara bakarak bir halkın hayal gücü, tabiatla ilişki biçimi dünya görüşü ve realite kavranışı hakkında açık seçik fikirler edinilebilir. İnanmazsanız, Turhan Baytop’un Türkçe Bitki Adları Sözlüğü‘nü açıp bakın. Türkiye’de yetişen bitkiler, Türkçe bitki adları ve bitkiler etrafında oluşan kültür hakkında önemli araştırmaları olan Baytop Hoca 1994 yılında Türk Dil Kurumu Yayınları arasında çıkan (yeni baskılarının yapılıp yapılmadığı bilmiyorum) bu nefis sözlükte büyük bir boşluğu doldurmuştur.
Türkçe bitki adları başlığına bir âlem; çok zekice hattâ muzipçe olanları var. Turhan Baytop’un sözlüğünü gözden geçirirken, önce hâfızamda yer etmiş, benim için hâtıra değeri taşıyan bitkilerin adlarını aramış ve hepsini de bulmuştum. Bana özel bir dünyayı bir duyum biçimini ve bir nağmeyi veren Evelik, Yemlik ve Madımak bitkilerinin Lâtince adlarını öğrenince bir tuhaf olduğumu söylesem inanır mısınız? Sanki bu üçlü birden benim dünyamın malı olmaktan çıkmıştı. Mayhoş tadını hâlâ damağımda hissettiğim kuzukulağı meğerse evelik otunun da dahil olduğu rumex alt cinsine bağlı bir otmuş, bazı bölgelerde Ekşimenek, Ekşimik, Ekşimcik ve Ekşincik de deniliyormuş. Aynı aileye mensup birçok otun genel adı lâbada imiş. Bahar müjdecileri olan Nevruz çiçeğini, Çiğdemi ve Kardeleni unutmadım; çocukluğumda, Zara’da bahara doğru bu çiçeklerden toplamak için kırlara çıktığımızı iyi hatırlıyorum. Çok zaman ellerimiz boş dönerdik; çocuklar bunları nevruz ve çiğdemi iştahla yerlerdi. Nevruz toplamanın, bazı zamanlardan kalma bir çeşit tören olduğunu biliyor muydunuz?
Baytop Hocanın sözlüğüne göre, Nevruz (navruz) Hermodactyloides Spach ve Scorpiris Spach alt cinslerine bağlı iris türlerine verilen genel isim. Kazakistan’da Bayeşek, Kırgızistan’da Bayçeçek, Özbekistan’da ise Baharkız adlarıyla bilinen Nevruz çiçeği, Türk dünyasında diriliğin, tazeliğin, yenilenmenin, gençliğin, bekâretin, saflığın, masumiyetin ve temizliğin sembolü imiş, Kırgızistan’da bunun için evlenmemiş genç kızların küpe, kolye gibi takılarında ve gelin başlıklarında tek motif olarak yer alıyormuş.
Lâtince ası Crosus olan Çiğdeme gelince; Karlar erimeye başlar başlamaz açan bu aceleci çiçek baharın müjdecileri sayılır. Orta Anadolu’da bahar başlangıcında oynanan “Çiğdem Eğlencesi” adlı bir de çocuk oyunu vardır. Ellerinde sivri sopalarla tepelere tırmanıp çiğdem toplayan çocuklar, bunları iğne yahut karaçalı dalına asarak sokak sokak, ev ev dolaşır ve bir tekerleme tutturarak baharın gelişini müjdelerler.
Tekerlemedeki Türkçenin güzelliğine bakınız:
Çiğdem çiğdem çiçecik
Ali Baba gökçecik
Çiğdem geldi kapıya
Yağ çıkarın yapıya
Yağ olmazsa bal olsun
Oğlum, uşağın sağ olsun
Topraktan başını uzatır uzatmaz, koyun ve keçi gibi hayvanlar tarafından yenildiği için beyaz çiğdeme halk arasında Öksüzoğlan da denir. Aynı çiçek Bektaşilikte Ehlibeyt’in sembollerinden biridir. Ve nefis bir halk türküsünde çiğdem ve nevruz şöyle dile gelirler.
Çiğdem der ki ben elâyım
Yiğit başına belâyım
Hepisinden ben âlayım
Benden âlâ çiçek var mı
Al baharlı mavi dağlar
Yarim gurbet elde ağlar
Nevruz der ki ben nazlıyım
Sarp kayalarda gizliyim
Mavi donlu göz gözlüyüm
Benden âlâ çiçek var mı
Al baharlı mavi dağlar
Yârim gurbet elde ağlar
Lâtince adı Papaver olan “Gelincik”i etimolojik açıdan ele alıp inceleyen rahmetli Ali Fehmi Karamanlıoğlu, bu kelimenin Türkçenin en eski kelimelerinden bir olan ve Göktürk kitâbelerinde geçen “gelin” kelimesine küçültme ve sevgi ifade eden -cik ekinin ilâvesiyle meydana geldiğini söylüyor. Kısacası halk dağ lâlesini küçük bir geline benzeterek adlandırmıştır. Türk töresinde gelinlik rengi beyaz değildir, kırmızıdır. Baytop Hocanın sözlüğüne göre, gelinli adları taşıyan başka çiçekler de var; Gelinfeneri, Gelingöbeği (Kara hindiba), Gelin Gülü (Çuha çiçeği), Gelinküpesi (Tavan kirazı), Gelinparmağı, Gelinsaçı, Gelinteli vb.
Baytop Hocanın sözlüğünde çocukluğumun sonbaharında iplere dizilmiş o sarı-kırmızı-yeşil alıçları, karamukları, böğürtlenleri birer tutam koparıp birbirimizi daladığımız ısırgan otlarını da aradım. Birçoğunun ne çok eşanlamlısı varmış. Meselâ alıçın eşanlamlıları; Geyik dikeni, Halıç, Havuç, Kızlar yemeşi, Yemişen, Yemişken vb. Çeşitli bölgelerde ısırgana verilen adlar da ilgi çekici; Ağdalak, Cuncar, Cizlagan, Cincar, Dakırdalak, Dalağan, Dalayan diken.
Bir de “gül”ü merak ettim; yabanî gülün Asker Gülü, İt Gülü, Köpük Gülü gibi adları varmış. Eskilerin “gül-i sadberg” dedikleri gülün Türkçe adları da hoş; Hokka Gülü, Katkan Gülü, Okka Gülü, Lâtince adı rosa hemisphaerica olan bir gül çeşidine Sivas çevresinde Kadıngöbeği deniliyormuş. Ancak halkımızın gül adını çok sevdiği anlaşılıyor. Güllü birkaç bitki adı zikretmekle yetiniyorum; Gülburnu, Gül Elması (Yabani Gül), Gülfatma, Gülgülüm, Güllügöndürme, Gülgülü (Hatmi, Boynuzlu Gelincik), Güllük (Eğrelti)
Türkçe renk adları da bitki adları gibi gitgide unutuluyor. Son zamanlarda yavruağızı, hâki, tirşe, ebruli gibi renk adlarını kullanan birine rastladınız mı? Prof. Dr. Beynun Akyavaş bir yazısında şikâyet ediyordu;
“Kırmızının bir tonuna siklâmen, yeşilin bir çeşidine petrol, sarının portakal rengine çalanına da oranj diyoruz. “Rubi”lerimiz, “turkuvaz”larımız, “lilâ”larımız da var. Erbabı, onları yâkuti firuze ve leylâk rengi olduğunu anlıyor. Siklâmen de, petrol de, oranj da, rubi turkuvaz, lilâ da Fransızca öz Türkçe değil. Tunuslu bir dostla konuşuyordum. Narenc’i Arapça’da hangi mânâda kullanıyorsunuz dedim. Narenc, ‘greypfrut’tur dedi. Portakala bortugal derlermiş. Demek ki Fransızlara bir narenc vermişiz. Portekiz’i almışsınız dedim. Bilindiği üzere, “Portügal”, Fransızca Portekiz’dir ve evvelâ ‘Çin elması’ denilen portakalı Çin’den alıp Avrupa’ya getirenler de Portekizlilerdir. Portügal; Arapça portugal, Türkçe portakal olmuş”
Aslında diller buzdağları gibidirler, suyun altındaki büyük kısmı keşfetmeye başladığınız zaman o dile nüfuz edebilir şair, yazar veya düşünür olabilirsiniz. Turhan Baytop Hoca, derin sulara dalarak buzdağından küçük bir parçayı su yüzüne çıkarmış. Orada kim bilir daha ne hazineler yatıyor. Türkçenin dalgıçları haydi iş başına!
Not: Meraklıları için Türkçe çiçek ve renk adlarından iki küçük liste sunuyorum.
Ana Kokusu: Sarı şebboy
Anasına Babasına Pay Veren: Aslanağzı
Ateş Çiçeği
Âvize Fidanı
Ay Çiçeği
Ayı Pençesi
Babunec: Papatya
Ballıbaba
Benefşe: Menekşe
Boru Çiçeği
Boyaçiçeği
Buhurumeryem
Cemali Güzel
Ciğerci Sığırı
Civan Perçemi
Çadır Perçemi
Çadır Çiçeği
Çakal Nergisi
Çalba
Çarkıfelek
Çıngırak otu
Çiğdem
Çobanyastığı
Çuha Çiçeği
Dağçayı
Dağsümbülü
Deligül: Menekşe Gülü
Devedikeni
Devetabanı
Dönbaba
Ebegümeci
Eğreltiotu
Erguvan
Eşek Lâlesi
Eşek Dikeni
Fesleğen
Fırıldık Çiçeği: Çarkıfelek
Firuze Çiçeği
Fulya
Gardenya
Gâvur Gülü
Gecesefası
Gelincik
Geven
Guğu Çiçeği: Hüsnüyusuf
Gül
Güldefne
Galhatmi
Gülibrişim
Gündündü :Ayçiçeği
Günebakan: Ayçiçeği
Günüş Gülü
Hanım Düğmesi
Hanım Sallandı
Hanımeli
Haseki Küpesi
Haşhaş Çiçeği
Hatmi
Helyotrop
Hercai Menekşe
Hezaren
Horoz ibiği
Hüsnüyusuf
Itır Çiçeği
İtrişahi
İnci Çiçeği
Kadife Çiçeği
Kahkaha Çiçeği
Kamelya
Kan Damlası
Kandil Çiçeği: Civan Perçemi
Karagözlüm
Karanfil
Kartopu
Kasımpatı
Kaynanadili
Keşişbaşı
Kevke
Kına Çiçeği
Kirli Hanım
Koçuk
Korunga
Kuşkonmaz
Küpe Çiçeği
Küsme Çiçeği: Mimoza
Küstüm Çiçeği: Küsme çiçeği
Lâden Ağacı
Lâle
Lâle-i Nu’man: Gelincik
Lâtin Çiçeği
Leylâk
Lisan-i Sevir
Mahmur Çiçeği: Çiğdem
Manisa Lâlesi
Manolya
Menekşe
Menekşe Gülü
Menevşe: Menekşe
Meryamana Eli: Buhurumeryem
Meryemana Kandili: Buhurmeryer
Meyan
Mimoza
Mine Çiçeği
Mor Salkım
Mümüdük
Müşgülüm
Nergis
Nevruz Çiçeği
Nilüfer
Orman Gülü
Ortanca
Öksüzoğlan: Beyaz Çiğdem
Öküz Dili: Lisan-ı Sevir
Papatya
Patlak Çiçeği
Piyan
Reyhan
Sabun Çiçeği
Saffetiderûn
Saksı Çiçeği
Saray Çiçeği: Hezaren
Saray patı
Sardunya
Sarmaşık
Semen:Yasemin
Sığırdili: Lisan-ı Sevir
Sığırkuyruğu
Sim
Susen
Sünbül
Şakayık
Şkayık-ı Numan: Gelincik
Şebboy
Terslâle
Toprak Kabul Etmez
Turna Gagası: Dönbaba
Üçgül
Vapurdumanı
Yaban Gülü: Nesrin
Yanardöner
Yasemin
Yer Somunu
Yılan Yastığı
Yıldız Çiçeği
Yüksükotu
Zambak
Zerrin: Fulya
Zerrinkadeh: Nergis
Zeymuran
Zülfüarus
RENK ADLARI
Al
Altınsarısı
Aşı
Ateşi
Baruti
Beyaz
Boz
Çamgöbeği
Çividi
Devetüyü
Ebruli
Eflatun
Erguvan
Fıstıki
Fildişi
Firuze
Fulya Sarısı
Gelincik Kırmızısı
Gökmavisi
Gülkurusu
Gülpenbesi
Gümüşi
Hacıyeşili
Haki
Kahverengi
Kara
Kavuniçi
Kestane
Kızıl
Kimyoni
Kiraz
Kuzguni
Küfyeşili
Külrengi
Lacivert
Leylâk
Limonküfü
Limoni
Mavi
Menekşe
Mor
Narçiçeği
Nefti
Örteksayı
Patlıcani
Pembe
Samansarısı
Sarı
Siyah
Şarabi
Tarçıni
Tirşe
Turuncu
Vişne
Yakut
Yavruağzı
Yeşil
Zeytinyeşili
Zifirî
Zümridî
Beşir Ayvazoğlu